İçeriğe geç

Tez nedir kısaca ?

Tez Nedir? Kısa Bir Hikâye

Kayseri’nin soğuk, sabahları buğulu havası her zaman farklıdır. Hava ne kadar soğuk olursa olsun, her sabah birkaç dakika daha uyumak isterim. O gün de öyle oldu. Gözlerim hafif kırmızıydı, uykusuzdum, ama büyük bir heyecanla kalktım. O gün, tezimi teslim etme günüm olacaktı. Bu yazımda sizlere tez nedir diye anlatmak istemiyorum aslında. Bunu zaten hepimiz biliyoruz: Tez, bir öğrencinin akademik dünyada aldığı bir yolun sonundaki son nokta, zor bir sınav, bir tür kişisel başarı belgesi. Ama ben, tezimi teslim etmeden önce yaşadığım bir anıyı paylaşmak istiyorum. Tezimin bana neler hissettirdiğini, nasıl bir yolculuk olduğunu… O yüzden gelin, başımdan geçen o anı birlikte yaşayalım.

Son Dokunuşlar: Tezimin Son Saatleri

Bir yıl boyunca ben ve tezim birbirimizin gölgesiydik. Herkesin bana sorduğu soru şuydu: “Tez yazmaya başladın mı?” Cevap veremediğimde, kendimi başarısız hissediyordum. Ya da, “İyi gidiyor, yazıyorum işte” dediğimde, o içimdeki boşluk giderek büyüyordu. Çünkü, o an yazmakta olduğum şeyin ne kadar “tam” olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. “Tez nedir?” diye sorsalar, cevabım biraz karışık olurdu: Bir yandan özgürlük, bir yandan teslim olmayı bekleyen korku.

Bir sabah, Kayseri’nin o soğuk ve sisli havasında bilgisayarımın başında, bir şey fark ettim: O cümleyi yazmaya başlamışım. O cümle, “Sonuç olarak…” diye başlamıştı. O an sanki zaman durmuş gibiydi. O kadar çok şey yazmıştım ki, her şey birden anlamını yitirmiş gibi gelmeye başlamıştı. Hayal kırıklığı, ilk kez içimi sarmaya başlamıştı. Ne kadar çok uğraşmış olursam olayım, bittiğinde ne kadar büyük bir boşluk hissedeceğimi kimse söylememişti. Tez yazmak sadece akademik bir görev değil, ruhsal bir süreçti. Ve o süreç, içimde gerçekten karmaşık duygular uyandırmıştı.

Tamam mı, Devam mı?

Yazdığım her sayfa beni bir adım daha yaklaştırıyordu, ama her sayfa aynı zamanda büyük bir yük, bir ağırlık taşıyordu. Yazmak zor oluyordu, her kelime bir karar gibiydi. O kadar çok seçenek vardı ki; hangi cümleyi yazsam, doğru mu oluyordu? Fakat bir şekilde, her kelime yazıldıkça bir şeyler tamamlanıyor, bir şeyler yerine oturuyordu. Ama işte o, teslim etmeye son birkaç saat kala, gerçekten ne yazdığımı bilmediğimi fark ettim. Bu, benim ilk tezimdi. Hata yapma hakkım yoktu. Hatalarımın olduğunu bile bile teslim etmem gerekiyordu. Çünkü zaman bir şekilde uçup gitmişti.

Biraz eski defterlere bakarken, ne kadar zorlandığımı, kimseyle konuşmadan bütün o karanlık düşüncelerle baş etmeye çalıştığımı hatırladım. Yıllarca ne yazmak istediğimi bile bilmeden bir şekilde geçti o zamanlar. Ama bu tezi yazarken, gerçekten neyi düşündüğümü, neyi hissettiğimi bulmam gerekti. Akademik bir dilde, özgür ve anlamlı bir şekilde ifade etmem gereken birçok şey vardı. O yüzden, bir noktada, “Bu gerçekten bitiyor mu?” diye sorgulamaya başladım.

Sonunda Bir Umut: Teslim Anı

Sonunda teslim anı geldiğinde, bilgisayarımı kapattım ve derin bir nefes aldım. O anın içindeki duyguyu ne tam olarak ifade edebilirim, ne de başka birine anlatabilirim. İçimdeki büyük boşluk, birden umutla karıştı. Tezimi teslim etmiş olmanın verdiği bir huzur, bir başarı hissi vardı. Ama aynı zamanda, o büyük belgenin gerçekten anlamını kavrayıp kavrayamadığımı da sorguluyordum. “Tez nedir?” sorusu hala kafamda çınlıyordu. Tez, belki de yalnızca bir formaliteydi; ama her şeyin ötesinde, bir nevi kendimi tanıdığım, bu sürecin sonunda kim olduğumu daha iyi anladığım bir yolculuktu.

Beni değiştiren, bir akademik başarıdan çok, bu yolculuğun içinde öğrendiklerimdi. Tez, bir nevi seni kendi düşüncelerinle yüzleştiren bir süreç. Hayatla ve kendinle daha dürüst olman gereken bir nokta. Gerçekten bir şeyler öğreniyorsan, o zaman bir başarıya ulaşmışsındır. Ama bunu tezin sonunda bile keşfetmen gerekebilir. Kim bilir?

Sonuç: Tez Hakkında Son Bir Düşünce

Tez nedir? Belki de yalnızca bir akademik makale değil, her şeyden önce kendinle yaptığın bir yolculuktur. O yolculukta yalnız kalacak, yanılacak, düşecek ama sonunda bir şekilde ayağa kalkacaksın. Kim bilir, belki bu yazıyı okuyan birisi, tezini teslim etmeden önce bu duyguları daha iyi anlayacak. O zaman sana şunu söyleyebilirim: Sadece yaz. Ne yazdığından çok, o yazma sürecinin seni nereye götürdüğünü düşün. Sonunda, tez ne olursa olsun, senin için ne kadar değerli bir yolculuk olduğunu fark edeceksin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort bonus veren siteler
Sitemap
ilbet girişsplash